22.2.16

Çürümemin Bir Amacı Var

 

Röportajları sevmiyorsun madem, bari mektubumu oku. Ah pardon, mektubunu. Sana gönderdiğime göre bu mektup artık senindir öyle değil mi?

 Uyumama ramak kala içimden senin cümlelerini tekrar etmemle başladı her şey.''Altında ezilmediğimiz bir olayın bizim için ne anlamı olabilirdi ki?'' ya da   ''İnsan türü ancak kendini mahvedene hayran olur.'' mesela. 

 En çok da; ''Yürek': bütün azapların kökeni... Nesneye imreniyorum... maddenin ve donukluğun lütfuna...''dedin ya hani İstifa'da. anlaşılması ne güç bir cümle bu. Gecelerce içimde dolandı. Dokunabilseydim, yüreğini avucuma alıp konuşacaktım. İnanmamazlığının içinde nasıl bu kadar kuvvetli kalabildin? Kendi kendine zorlaştırmışsın her şeyini.  İnsanın sana zorlaştırdığın her şeyin kolay halini gösteresi geliyor.Mesela nasıl oluyor da boşluktan sıkıldığımı söylüyorsun? Söylediğinin aksine ağır hasta birisinin ne denli can sıkıntısı içinde günlerini geçirdiğine birebir şahidim. Bu kadar kör müsün be adam diye suratına bağırabilirdim, benim sonram bir boşluk olmayacak senin inadına kazıyacağım izlerimi şuralara bi yerlere öyle ya da böyle bi şekilde. Olduğu gibi bırakıp gitmeyeceğim, taş koyulmuşsa üstüne bi tane de ben inşa edeceğim.

 Daha çok kıza kıza ilerlerken 'Yozlaştırıcı' yazınla kızgınlığımın sebebini gösterdin, kendimi bulduğum ve neyi kastettiğini tam olarak anladığım için bu denli öfkeliydim. Diyordun ki: '' - şüpheyi yerkürenin derinliklerine kadar ekmek isterdim; onun maddeye nüfuz etmesini sağlamak  zihnin hiç girmediği yerde onun hükümdarlığını kurmak ve varlıkların iliğine ulaşmadan önce de taşların huzurunu sarsmak, oraya güvensizliği ve yürek kusurlarını sokmak.Mimar olsam Yıkım'a bir tapınak inşa ederim vaiz olsam duanın gülünçlüğünü açığa vururdum, kral olsam başkaldırının amblemini dikerdim.İnsanlar gizliden gizliye birbirlerinden tiksinmeye heves ettiklerine göre her tarafta kendine sadakatsizliği tahrik ederdim..'' 
   Sayın Cioran; ulaşabilseydim, ellerini alıp öperdim. 

Unutmadan şunu da söyleyeyim, yandan çekindiğin bir fotoğrafında Nazım Hikmet'e çok benziyorsun. Bazı cümlelerin de bana onun mısralarını anımsatıyor. 
 Hayat dikiş kutusundaki iplerin renginde değil her zaman, katıldığım şiir yarışmasında hiçbişeyinci olduğumda gördüm bunu. Burdayım, ve gurur duyuyorum üzüntümle. Hiç bu kadar duygu yüklü olmamıştım belki de. ''Nerede tükettin ömrünü?'' diyorsun ya hani. Burada tükettim. Bir dikiş kutusunun içinde renkleri elimde tutmaya çalışırken. 

                                                                                                                      22.02.16
                                                                                                                      SENAT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder