24.7.14

If I Needed You



Odanın içinde inceden inceye yankılanan ses yorganın altındaki kıza ait olmalıydı.

Kulaklığı takmasına gerek kalmadan şarkıyı beyninden çalacak kadar çok dinlemişti çünkü bu şarkıyı.


''Bir erkek tarafından terk edilmişseniz ve ağlıyorsanız size söylenecek tek şey şudur: değmez.

İstediğiniz üniversiteye yerleşemediğinizi öğrendiğinizde ağlarsanız size söyleyecekleri tek şey yine şudur: değmez, gözyaşına yazık.

Merdivenlerden düştüğünüzde ufak bir yaranın hava alması sonucu canınızın yanması dışında bir problem olmamasına rağmen ağlıyorsanız size denilecek şey yine şu olur: ağlama yavrum, geçti geçti.

Kahkahalar atarak gülüyorsanız ve bunun sonucunda gözlerinizden yaş gelmişse başkalarından duyamayacağınız tek şey şudur: Ağlama be! 

Mutluyken ağlayabilirsin ama ağlama eylemini mutsuzken gerçekleştiremezsin. İçimde tutmak zorunda olduğum şeyler yüzünden bu kadar bağlıyım geçmişime. 


İzin almak zorunda olduğum tüm kararlarıma ve açıklama yaptırılan tüm hislerime ağlayacağım ölürken.''



diye yazmıştı günlüğüne o gün. Tarihi not düşmedi her zamanki gibi. Çünkü her günü aynıydı ve her gün olduğu gibi o gün de ablası onu unutması gerektiğini söylemişti.


 -Biri her gün 'unut unut unut' derse nasıl unutabilirim? Sen bile unutmam gereken kişiyi unutmuyor her gün unutmam gerektiğini hatırlatıyorsun.


dedi omuzları düşük bir eşofman giyen pasaklı kız yorganın altından. İçinden söylemiş olmalıydı, cevap gelmedi.